Gece III
24 Nisan 2009
Cuma
İzmir Kitap Fuarına katılmak için çok zaman kaybettim. Fuarın 7. günüydü ve ben daha bugün ziyaret edebildim. Gerçi daha yeni geldim Afyon’dan, fakat yine de kaçırdığım günlerin pişmanlığını yaşıyorum.
Kitap Fuarına gitmeden önce İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesine uğradık Ç ile. Uzun zamandır Sema Kaygusuz okumak istiyordum. “Sandık Lekesi” ve “Yere Düşen Dualar” isimli kitaplarını aldım. Bir de Enis Batur tabii ki: Kandil.
Kitap Fuarında Ozan’la karşılaştım. Birkaç ay önce Derme-Çatma adlı bir fanzin çıkarmayı planlamıştık, fakat bir türlü zaman yaratamamıştık. Bu karşılaşma fanzin projesini de tekrardan gündeme getirdi. İlk sayı haziranda…
İki söyleşiye katıldık fuarda. Aydın Şimşek, Emel Kayın ve Hülya Soyşekerci’nin konuşmacı olduğu “Hızın ve Devrimin Sanatı: Fütürizm” ve Veysel Çolak, Fikret Hakan, Turgay Gönenç ve İsmail Mert Başat’ın konuşmacı olduğu “Sinema Dili Şiir Dili Mi?”…
Söyleşiler sonrası Aydın Şimşek ve Emel Kayın’la fütürizm, fanzinler, edebiyatın popülizmden uzaklaşması gerekliliğine ve Emel Hanım’ın kendi fütürist manifestosuna uzanan kısa bir sohbet imkanı bulduk. Emel Hanım’ın manifestosu çok ilginç… Yakında Deliler Teknesi’nde yayınlanacakmış.
Ozan’la, Alsancak-Kıbrıs Şehitleri-Can Yücel Sokak-Yakın Kitabevi arasında kısa yürüyüşümüz ve özellikle fanzinler üzerine sohbetimizle geceye biraz daha yaklaştım.
Sema Kaygusuz’un ilk kitabı olan Sandık Lekesi’ne başladım eve gelir gelmez. Ortadan Yarısından, Tacettin, Elif’in E’si öykülerinde farklı bir öykü anlayışına, farklı bir dile ve farklı bir üsluba tanık oldum. Olaylara dışardan bakan anlatıcının tıpkı bir konuşma, anlatma esnasında kullandığı imgelerle örülü öyküler bende dönüp her bir öyküyü tekrar okuma isteği uyandırdı.
Bazı kitaplar vardır hem elinden bırakmak istemezsin, hem de kitabın bitmesinden korkarsın. İşte Sandık Lekesi de öyle bir kitap. Öyküleri okudukça başa dönüp yeniden okuyorum ki hem kitap kısa sürede bitmesin, hem de elimden hiç bırakmamış olayım.
Tuna BAŞAR
yirmi4nisan’09gecesi karşıyaka